Ne arayalım?

ARAMIZA KATILIN

BİZE ULAŞIN

Adres:

E-posta:

host/bin/bilisimlife.dll

iletisim@bilisimlife.net




 
Rserit
Developer
       
 1026  
 278

Insanoğlu Belgeseli (The Mankind) 6. Bölüm Notları

Merhabalar.
Dopdolu bir bölüm, insanlığın kaderini değiştiren ve dünyayı sarsan birçok olaylar olan bu bölüm, akıl almazdı. Insanlığın ürettiği iyi şeylerin yanında kötü şeyler de olmuş. Facialar fırsatları oluşturdu ve dünyaya yeni icatlar getirildi.

6. bölümün anahtar kelimeleri: Sahra Çölü, tuz, Afrika, altın, Venedik, modern bankacılığın temelleri, barut ve tüfeğin icadı, Kızıl Türbanlılar, Rönesans, Çin'de yenilikler, matbaanın icadı ve geliştirilmesi, Colomb.

Hikayemiz şöyle başlıyor:

Biz hayatta kalanlarız, diz çökmeyen insanoğullarıyız. Yeni seferlerle, yeni kuvvetlerle donanıyoruz.

1352, Sahra.
Dünyanın en büyük çölü. Burası Birleşmiş Milletler büyüklüğünde, sıcaklığı kavuruyor.



Ibn-i Batuta (http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0bn_Battuta), 21 yaşında. Fas’tan yola çıkıyor. Aynı yolu 2 kez geçmeyeceğine yemin ediyor. 40’tan fazla ülke keşif etti ama Sahra’ya ilk kez geldi. O dönemde Sahra, insanoğlunun geleceğinin anahtarını taşıyordu.

Veba, Asya’yı, Avrupa’yı kasıp kavurdu. Dünya nüfusunun 1/5’ini öldürdü.  Ibn-i Batuta, Şam’da bir günde 2400 kişinin öldüğünü yazdı. Ancak Sahra, salgına karşı bir bariyer. Sıcaklık 57 dereceye kadar çıktığı için veba mikrobu çölün ısısında yaşayamıyor.  

Sahra’nın sıcaklığı, insandaki vücudun soğutma sistemini kapatıyor. Ibn-i Batuta’nın hayatı yolculuk yapan arkadaşlarının elinde: Tuaregler (http://tr.wikipedia.org/wiki/Tuaregler)           



Tuaregler, Kuzey Afrika’nın göçerleri. Binlerce yıldır Sahra’dalar. Bugün sıradan olan ancak o günlerde çok değerli mallardan birinin ticaretini yapıyorlardı: Tuz.

Tuz, günümüzdeki soğutucular yokken yemekleri saklamak için kullanılıyordu. Suyu emer ve bakterilerin üremesini engeller. Tuzlanmış bir gıda 1 yıl hiç bozulmadan durabilir.

Milyonlarca yıl önce Sahra bir denizdi.  Su buharlaşınca geriye tuz yatakları kaldı. Yani Tuareglerin geçim kaynağı.  Tuzu Sahra’nın tam ortasından çıkarıyorlardı: Taghaza (http://en.wikipedia.org/wiki/Taghaza)

Sonra çıkarttıkları tuzu binlerce km güneye, Mali Imparatorluğu’da Cenne’ye, Gao’ya, Timbuktu’ya götürüyorlardı.



Her yolcunun en korkulu rüyası kum fırtınasıdır. Saatte 100 km hızla eser. Eğer kum fırtınasına yakalanırsanız ciğerlerinize kum girebilir, nefes almanız çok zorlaşır. Sahra’da 2 ay geçtikten sonra Ibn-i Batuta’nın kervanı hedefe vardı. Mali’nin şehirlerine çıkarttıkları tuzu satacaklar. Mali’de tuz o kadar değerli ki altınla takas ediliyordu.

Altın, Mali’de Nijer Nehri’nin yatağından akıyordu. O zamanlar bilinen altın rezervlerinin 2/3’ü Afrika’daydı. Mali hükümdarlarının zenginlik sırrı buydu.

Timbuktu Üniversitesi, Sahra’nın altındaki ilk üniversite. Öğrenci nufüsu 25 bin. Normal nüfusun 1 / 4’ü. 300 binden fazla parşömeni var. Islam dünyasının en büyük kütüphanelerinden biri burada.

Afrika’nın altın çağı. Güney’de büyük Zimbabwe var. Taştan yapılmış pırıl pırıl bir şehir. Hz. Süleyman’ın krallığındaki efsanevi altın madenlerinin bulunduğu yer. Etiyopya’nın yaylalarında kadim bir hristiyan imparatorluğu, Saba Melikesi’nin (http://tr.wikipedia.org/wiki/Saba_Melikesi_Belk%C4%B1s) soyundan geldiğini iddia ediyor. Doğu sahilindeki Kilva, Afrika’nın en kalabalık limanlarından biri.



Ibn-i Batuta Fas’a döndüğünde Timbuktu’yla Afrika’nın zenginliğini gözler önüne seren en eski yazıları yazacak. Tauregler altını Sahra’nın öbür ucuna, Akdeniz’in asarak Avrupa’ya götürecekler.

Afrika altını, batı dünyasının gördüğü en büyük finansal altyapısını oluşturacak. Bazılarını zengin, bazılarını yoldan çıkartacak.

Venedik Şehri

Venedik, çamurdan 117 ada bir araya gelip ticaret merkezi oluşturdu. Ortadoğu’nun ipekleri, Hindistan’ın baharatları… Hepsi burada. Serveti ise Afrika’dan gelen altın.



Genç Venedikli, Pietro Venier, zengin olma umuduyla Pirulu kardeşlerin bankalarına ortak oldu.



70 yıl önce veba Venedik nüfusunun yarısını silip süpürmüştü. Ancak insanlığın öyküsünde facialar fırsatları oluşturuyor.  Moden bankacılığın vatanı olan Venedik, kapitalizmin beşiğidir. Afrika altını, Venedik’in uluslar arası  para birimi olan dukaya çevriliyor.

Ancak Venedik’te zenginliğin yanında yoldan çıkanlar da var.

Enriko, işsiz bir göçmen. Aç ve yoldan çıkmış.



Pietro Venier’in bankasından 300 duka yani 1 kg’dan fazla altın çalıyor. Ancak Venedik’te hırsızlara merhamet yok. Hırsızlığından ötürü yakalanınca idam edildi.



Avrupa’da Rönesans yaşanıyor.
Insanlığın o güne kadar gördüğü en büyük eğitim ve kültür dönemi. Vebadan sonra yeniden doğuş.



Çin’de Kızıl Türbanlılar Devrimi ve Barut / Tüfek Icatları

8 bin km ötede Çin de yeniden doğuş içinde. Anahtarı ise yeni ve ölümcül: Barutun keşfi ve tüfek.
Moğollar, Çin’de 1,5 asırdır hüküm sürdü. Veba iktidarı zayıflattı.
Yıl 1356. Nanjing (http://tr.wikipedia.org/wiki/Nankin) dışında olan 3 kişilik çete devrim planları yapıyor. Liderleri Zhu Yuan Zhang. Yoksulluk içinde büyüdü ve veba yüzünden öksüz kaldı. Çete kendine Kızıl Türbanlılar (Red Turban) diyor (bu konuyla ilgili aşağıda ek kısmında bir tez olan pdf belgesi vereceğim).



Yanında destekçisi olan karısı var. Bir komutanın kızı ve devrimin ortağı.
Çetenin 3. Mensubu ise Chao.  Zanaatkar, silah ustası.
Barut, 300 yıl önce hastaları iyileştirmek için Çinli keşifler tarafından
bulunan yenilikti. Havai fişeklerde kullanılırdı. Derken patlayıcı olarak gücü keşfedildi. Chao, insane kasırgası dediği bir silah yaptı.



Cengiz Han’ın yurtlarını istila etmesinden 150 yıl sonra Yuan Zhang, Kızıl Türbanlıların başında Nanjing şehrine giriyor. Bir köylü ordusu Moğolları Çin’den sürüyor. Anahtar ise tüfek.

Niceliğe karşı nitelik. Sonraki 12 yıl içinde Çinliler Moğolları devirdi. Ming Hanedanlığını kurdu. Nanjing, Çin’in başkenti oldu. Imparatorları ise Zhu Yuan Zhang.  Ming Hanedanlığı 300 yıl hüküm sürdü.

Hükümdarları saray kompleksi olan Yasak Şehir’de yaşadılar (http://tr.wikipedia.org/wiki/Yasak_%C5%9Eehir). Imparatorun izni olmadan hiçkimse giremezdi. Yapılması 14 yıl sürdü ve 1 milyon işçi çalıştı.

Ancak Çin’in sınırlarında daha büyük bir inşaat var: Çin Seddi.



Matba’nın Bulunması ve Geliştirilmesi

Ilk kez Çin’de geliştirildi. Avrupa’da mükemmel bir hal alacak.
1450, Mainz  / Almanya. Johannes Gutenberg (http://tr.wikipedia.org/wiki/Johannes_Gutenberg). Sarraf, girişimci, matbaayı Avrupa’da uygulayan kişi.



Elle yazılan bir Incil’in tamamlanması 3 yıl sürüyordu. Çinliler, tahta blok harfleriyle baskı yapmayı 700 yıl önce keşfetmişti. Ama bu çok yavaş ve karmaşıktı. Gutenberg ise bunu kolaylaştırdı. Usta bir sarraf olduğundan harfleri metalden oydu. Metal harfler dönebildiğinden düzenlenebiliyordu. Metni basabilmek için bir şarap piresini modifiye etti.



Icadı üzerinde 10 yıldan fazla uğraştı. Parası bitti. Bir iş adamını çalışırken ikna ederse bu sorunu çözebilirdi ve öyle de oldu, ikna etti. Matbaası 800 guldenlik yani günümüzde 1 milyon doları aşıyor.

Matbaa üretime geçti. Gutenberg 180 adet Incil bastı. O tarihten bu yana 6 milyar Incil basıldı. Kitaplar eskisine oranla 2 bin kat daha hızlı üretiliyordu. 50 yılda 20 milyon kitap basıldı.

Colomb’u Tanıyalım

1476, Portekiz açıkları. Italyan denizcinin gemisini korsanlar batırdı ve kaptan ölüme terk edildi:  Cristophe Colomb. Bir hayalci. Bulunmamış bir dünyayı birleştirecek.



Portekiz’de Lizbon’da kardeşi
Bartelemo’nun da yardımıyla bir düşün peşinde. Düşleri 200 yıl once basılmış, çok okunulmuş bir kitaptan esinleniyor. Avrupa’da Incil’den sonar en çok okunan kitap: Dünya’nın Harikaları (Marco Polo, Venedikli bir tacirin destansı öyküsü).

Colomb’un erkek kardeşi bir haritacı. Planlamalar yapılıyor. Doğuya varabilmek için batıdan gitmek… Marco Polo gibi karadan da değil, denizden. Colomb bunun için para aradı. Portekiz, Ceneviz ve Venedik hükümdarları reddetti. Aralarında Osmanlı Devleti de söylenir.

Ispanya’da Müslümanlar Geri Çekiliyor

Avrupa’da güç dünyası değişiyor, tüfeğin sayesinde. Çinliler icat ettikten 40 yıl sonar bütün Avrupa’ya yayıldı.

1456, Güney Ispanya. Kızıl Türbanlılardan 130 yıl sonra başka bir bağımsızlık için savaşanlar var: Arkebüsler (https://eksisozluk.com/entry/14550111)



Burada yaşanan olaylar Colomb’a yarayacak. Ispanya 700 yıldan beri Kuzey Afrikalı müslümanlar olan Mağribilerin elinde (http://tr.wikipedia.org/wiki/Ma%C4%9Frip)      .

Kendi şehirlerini kendi tarzlarıyla eğitim merkezi olarak kurdular. Antik dünyanın bilgisini kurdular. Ispanya Orduları Mağribileri geri çekmeye zorladı. Müslümanların elinde yalnızca Granada kaldı. Granada’nın fetih anahtarı ise Irora Kalesi.

Ispanyol yüzbaşı Gonzalo Fernandez de Cordoba (http://en.wikipedia.org/wiki/Gonzalo_Fern%C3%A1ndez_de_C%C3%B3rdoba), güçlü, hırslı, genç. Sarayda Süvarilerin Prensi olarak tanınıyor. Taktik dehası. Arkebüs şampiyonu olacak.



Irora fethi tamamlandı. 6 yıl içinde bütün şehirler Ispanyolların eline geçiyor.

2 Ocak 1492, kaderin değiştiği gün. Ispanya hükümdarları Ferdinand ve Izebella zaferli bir şekilde Granada’ya giriyor. Colomb fırsatın kokusunı aldı. Ferdinand ve Izeballa, Colomb’un bu düşü için para yatırıyor.

Yazan ve düzenleyen: Recep ŞERIT

Ek: Dosya bağlantısı için buraya tıklayınız.
Bir diğer bölümde farklı konular işlenecek. Kısa süre içerisinde dünyayı değiştiren insanoğlu emin olunmalı ki diğer bölümde çok farklı icatlar ortaya koyacaktır.

Keyifli okumalar,
Recep.

Developer.