Insanoğlu Belgeseli (The Mankind) 4. Bölüm Notları

Merhabalar.

CNN Türk’te verilen Insanoğlu Belgeselinin 4. bölümde birçok not aldım. Araştırmış olduğum notları yanlış olmaması açısından internet üzerinden de bakındım, bu yüzden yararlı bir araştırma olduğunu düşünüyorum.

Arapların altını keşfetmesi ve Islamiyetin Doğuşu

Arabistan Çölü’nde 14 yüzyıl önceydi. Çölün çok altında altın keşfedildi. Altın yeni bir uygarlık inşa ediyordu.

Yeni bir din ortaya çıktı, diğerlerinden çok daha farklı bir din. Bu Islam diniydi.

Altının keşfedilmesi ve Islam dini çok farklı bir medeniyet oluşturdu.

Altın harika bir metaldir, işlenmesi kolay ve çok güzel gözükür. Deniz ticaretinin ve kraliyet ailesinin bir numaralı sembolüdür.

Şimdiye kadarki tüm altınlar neredeyse 5 milyar yıl önceden uzay boşluğundan gelir.

Dünya üzerine bir bombardıman olmuştu. Birçok göktaşı dünyaya düştü.

Şimdiye kadarki tüm çıkarılan altınlar yalnızca 3 olimpik yüzme havuzunu dolduracak büyüklüktedir.

Arabistan’da 7. yüzyılda yapılan altın çıkarma işlemi oldukça tehlikeliydi. Oldukça basit odundan destekli tüneller kazılıyordu.

Ancak dikkat edilmelidir, çünkü kendi mezarlarını da kazıyor olabilirler.

Gelişen olaylarda yeni bir konu oluşuyor. Arabistan adasına karizmatik bir lider ortaya çıktı: Hz. Muhammed. 20 yıl muhalifleri, aşiretleri Islam’a davet etti.  Arap Yarımadasında hızlıca Islamiyet yayıldı. Yeni cins bir imparatorluk oluşturdu: Islam Imparatorluğu.

Günümüzde Islam dini Kuzey Afrika’dan karşı kıtalara yayıldı. Avrupa’daki kolu Romalılar kontrol ediyordu. Yeni uygarlık yeni bir şehir inşa etti: Cordova (Ispanya).

Ilk uçan adam Ibn Firnas ve Araplar

Mühendis, anstranot…
Planetaryumu, büyüteçi keşfetti…
Şimdi ise hayatını tehlikeye atıyor.

Wright kardeşlerin yaptığını 1000 yıl önceden yaptı. O uçmak istiyordu. Bu olağanüstü deneyi şehir içinde deneyecekti.

Cordova yarım milyon zamandır müslümanların, hristiyanların ve karanlık çağ geçiren Avrupalı yahudilerin evidir. Islam alimleri tam 37 kütüphanelik bilgileri bilime katkı sağlamıştır.

Islam alimleri bilimde çok katkı sağlamışlardır. Islam alimleri olmasaydı, batı nasıl uyanırdı?

Araplar astronomiyi farklı bir yere sıçrattı. Mühendislik ve tıp da dahil. Onlar dolandırıcılığı yasakladı ve hayatı basitleştirdi.

Ibn Firnas’ın hayatındaki en büyük hayali uçmaktı. Kendisine bir kanat yaptı. Yüksek bir kulenin üzerinden kendisini aşağıya bıraktı ve gerçekten de uçmayı başardı.

Ancak kuyruğu olmadığı için inişini kontrol edemedi. Kötü bir şekilde indi. Hayatının geri kalanını bel ağrılarıyla geçirmek zorunda kalacak. Ancak bilim dünyasına ilk uçan adam olarak da geçmeyi başardı.

Ibn-i Fadlan

Ibn-i Fadlan, diplomat, tarihçi ve inançlı bir müslümandır. Yeni ticaret yolları arıyordu. Arap yarımadasından 4000 km uzaklığa gitti.

Kuzey Avrupa’da egemen Vikinglilerle temas sağladı. Bugün günümüzdeki Vikingler hakkında bilinen en önemli ve ilk kayıtları vermiştir.

Kayıtlarına göre daha önceden Vikinglerdeki gibi fizik görmediğini söyler. Beyaz tenli iri yarılı adamlar olduğunu belirtir.

Her gün sarhoş, alkolik bir toplulukmuş. Bu bir şok olmak gibidir. Çünkü Ibn-i Fadlas bir müslümandı, onun hayatında zina gibi şeyler yoktu. Bu toplulukta bütün pislikler vardı.

Vikingler kendi aralarında birbirlerini satır adam olarak çağırırlarmış.

Aynı dili konuşamayan iki adam düşünün. Her ikisi de kabilesindeki en değerli eşyayı getirerek ticaret konusunda anlaşacaklar. Ibn-i Fadlan bir Arap altını getirmiştir, Vikingli lider ise kürk. Bu oldukça sıkı bir ticaretti, sonuçta anlaşıldı.

Bu olaydan sonra Ibn-i Fadlanbir şey gözlemliyor. 10 gün önce Vikinglerde bir şef ölür. Arkasında ise birçok kölesi vardır. Ölü beden o gün ölünecekti; ama yalnız değil.

Kölelerine kim efendisiyle gömülmek ister diye sorulduğunda bir köle çıktı. Çünkü rivayete göre efendisiyle gömülürse cennette beraber olacaklardı. Ancak önce ölmek zorunda.

Ölüm meleği diye nitelendirilen birisi vardı. Efendisiyle birlikte gömülmek isteyen kişiyi öldürmekle görevliydi. Öldürülen kişi ilk önce zehirli bir madde içiriliyor. Ardından 2 kişi tarafından boğuluyor. Ardından ölüm meleği kaburgalarına defalarca hançer saplıyor. Böyle de ilginç bir inanç.
Bunların ardından final olarak ölü Viking şefinin gemisi yakılıyor.

Vikingliler gemileriyle meşhurdur. Uzunca gemileri vardır. Yapmış oldukları gemiler çok güçlü ve hızlıdır.

Deniz yoluyla Irlanda, Fransa ve Ispanya’ya yayıldılar. Yalnızca 6 yılda Izlanda’ya 30 bin Vikingli yerleşti. Burada bir koloni kurdular.

Grönland’dan Kuzey Amerika’ya yayıldılar. Colomb’un Amerika’yı keşfetmesinden 500 yıl önceydi.

Birçok topluluğa karıştılar. Rusya, Kiev, Ukrayna, Fransa, Ingiltere gibi ülkelerin birçok şehrine Vikingliler karıştı.

Hristiyanlık dinini seçtiler. Birçok olayları var. En meşhuru, Britanya’ya akın ettiklerinden sonra burada bir kral çıkarttılar.

Paskalya Adası ve Polenezyalılar

Pasifik Okyanusta olan ada: Paskalya Adası.

Buradaki topluk bizlere kaynağın çok da önemli olmadığını, kullanacağın araçların çok da önemi olmadığını gösteriyor.

Kimlerden mi bahsediyorum? Polenezyalılar. Polenezyalılar, taşları oyarak heykel haline getiriyorlardı. Insanoğlunun bugüne kadar görebileceği en iyi heykelleri inşa ettiler. Bugünkü teknolojinin bile zorla yapabileceği bir şey inşa etmek o yıllarda kolay olmasa gerek.

Ilk heykeli liderleri için yapmışlar. Liderleri, anlaşamadıkları bir kabileden gitti. Peşinde ise ikna edebildiği birkaç düzüne adam bulunuyordu. Gerçekten hiç bilmediğin bir yere gitmek için bu kadar insanı ikna etmek zor bir iş, gerçek bir lider gibi. Okyanustan 2 bin km yolculuk yaptılar ve sonunda Paskalya Adasına vardılar.

Vardıkları ada aslında Volkanik Izlanda idi.



Belki 5 yada 6 mil yolculuk yapabilirsiniz ancak 2 bin mil yolculuk yapmak çok zor olsa gerek.
Izlanda’da Paskalya çok yalnız bir adaydı. Burada yeni bir uygarlık kurulacaktı.
Burada birçok heykeller yapıldı. Taş heykeller Moai olarak adlandırılır. En büyükleri Huwai, 10 metredir ve ağırlığı 82 tondur. Bir uzak mekiği kadar ağır. Malzemelerin hepsi ormandan tesis edildi. Oradan odunlarla destek sağlandı, ormandan halat yapıldı.

Haçlı Sefeleri

Kudüs şehri,  çok kutsal bir şehirdir. Hristiyanlar için Hz. Isa’nın çarmakta gerildiği yer, yahudilerin başkenti ve müslümanların ise Hz. Muhammed’e vahiy gelen bir yer.

Papa Haçlı Seferlerini başlatırken müslümanları kastederek şöyle demiştir: "Tanrıı, bu rezil ırkı dostlarımızın topraklarından silmemizi istiyor".

Ilk Haçlı Seferinde Kudüs ele geçirilmek isteniyordu. Tam 12.000 kişilik bir ordu vardı. Surların içi cehennem gibi. Ordunun başındaki isim yine bir Vikingli (ismini Frankly Dautwill olarak not almışım).

11. asrın sonlarında doğru Batı Roma’nın çöküşü sırasında Papa, Islamiyet’i durdurmaları gerektiği için Haçlı Seferlerini yaptı.

Hepsi aynı Tanrı’ya inanıyorlar ve hepsi Hz. Ibrahim’in oğlu ve kızları. O halde neden savaşıyorlar?

Papa’nın hedefi Kudüs şehri. Burayı ele geçirmek istiyor. Papa Urban, Haçlı Seferine katılan şövalyelerin bütün günahlarını affedileceğini ve cennete gireceklerini söyledi.

Savaşanlardan birisi sevinçli bir şekilde şöyle not etmiş: Şehir sokaklarında el ve ayak parçaları boldu. 

Haçlı Seferlerinin devamı 5. bölümle birlikte verilecektir.

Notları alan ve düzenleyen: Recep ŞERIT.

Ek bilgi: Latince söyleyişler listesinde yer alan Ex oriente lux sözünün ne kadar doğru olduğunu burada görebiliyoruz.

Bu belgeselin 4. bölümünü Ingilizce olarak buradan izleyebilirsiniz. Notları okuduktan sonra biraz Ingilizceniz varsa dahi anlayabiliyorsunuz.

Ayrıca düzeltmeler ve ek bilgiler için Onur hocama teşekkür ederim.

Saygı ve sevgilerimle,
Recep.